27. taraflar konferansı'nın (cop27) önemli sonuçları nelerdir?
27. taraflar konferansı'nın (cop27) önemli sonuçları nelerdir?
COP27 2022'de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı Şarm El-Şeyh'te düzenlendi. Konferansta karara varılan konular ile ilgili olarak bir taslak sonuç bildirgesi yayınlanmıştır. Bu metinde bir önceki yıl düzenlenen COP26'da alınan birçok karar tekrar edilmiş, Paris Anlaşması ve Glasgow İklim Paktı'nda alınan kararların önemi vurgulanmıştır. Ayrıca tüm taraf ülkelerin ulusal katkı beyanlarını yeniden gözden geçirmeleri ve güçlendirmeleri talebi yinelenmiştir. Atmosferdeki sıcaklık artışının 2 derece yerine 1,5 derece ile sınırlı kalmasının iklim değişiminin olumsuz etkilerini önemli seviyede azaltacağı belirtilerek, sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğinin altı çizilmiştir. Sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlı kalabilmesi için küresel sera gazı emisyonlarında 2019 yılındaki seviyeye kıyasla 2030 yılına kadar %43 oranında azaltım yapılması gerektiği teyit edilmiştir.
Konferansta alınan kararlar arasında en dikkat çekici husus gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği sonucunda maruz kaldıkları kayıp ve zararları tazmin etmek için bir fon kurulması olmuştur. Afrika ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliğinden kaynaklanan birçok ekonomik ve beşeri sorun ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle kayıp ve zararlarının karşılanması için oluşturulması planlanan bu fon tarihi bir gelişme olarak nitelendirilmektedir.
Dikkat çeken bir başka husus ise, taslak metinde “kömür enerjisinin kademeli olarak azaltılmasına yönelik tedbirlerin hızlandırılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılarak rasyonalize edilmesi” ifadesinin yer almasına ve “enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payının artırılmasının önemi” vurgulanmış olmasına rağmen, kömür başta olmak üzere fosil yakıt tüketiminin aşamalı olarak sonlandırılması çağrısı metinde yer almamaktadır.
Konferansta ele alınan diğer bir önemli konu olarak gıda krizi ön plana çıkmıştır. Özellikle Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşın gıda endüstrisine yönelik riskleri artırdığı bir dönemde, iklim değişikliği ile mücadelenin önemli bileşenlerinden gıda güvenliği COP27'de görüşülen konular arasında yer almıştır. 275 hükümet, çok uluslu şirket, üniversite ve diğer sivil toplum örgütlerinin de çabalarıyla “yeşil tarım” uygulamaları için 8 milyar $'dan fazla bir kaynak ayrılması kararı alınmıştır. Yeşil Tarım Fonu ile çiftçilerin ve çiftliklerin iklim değişikliği ile mücadeleye uyum sağlaması ve küresel gıda güvenliğinin artırılması amaçlanmaktadır.
COP27 Türkiye açısından da önemli gelişmelere sahne olmuştur. COP27'ye katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin emisyon oranlarında daha önce yüzde 21 azaltım olarak belirlenmiş olan hedefin yüzde 41'e çıkarıldığını duyurmuştur. Bu taahhüt ile birlikte 2030 yılında yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı hedeflenmektedir. Ayrıca en geç 2038 yılına kadar sera gazı emisyonlarının tepe noktasına ulaşacağı ve o noktadan itibaren hızla 2053 yılındaki net sıfır emisyon hedefine doğru ilerleneceği de ifade edilmiştir. Diğer yandan Türkiye'nin İklim Değişikliği Konferansı'nın 31'incisine ev sahipliği için aday olduğu açıklanmıştır.